Bardakçı, Habertürk sitesinde yayımlanan köşesinde yayımlanan yazısında yer verdiği Kissinger’ın “Yenilenme Yılları” adlı hatıra kitabından Türkiye ile ilgili bölüm:
“Kissinger, Ecevit’i ve 1974’te Kocatepe’yi batırışımızı anlatıyor”
Birkaç sene önce, Kissinger’ın 1999’da yayınladığı hatıralarından bahsetmiş ve bu hatıraların “Yenilenme Yılları” isimli son bölümünde yeralan bizimle ilgili bir hadiseyi yazmıştım…
Kissinger’in sözünü ettiği hadise 1974’teki Kıbrıs harekâtı sırasında yanlışlıkla batırdığımız ve 54 denizciye mezar olan Kocatepe muhribimiz hakkında idi…
Şimdi, Kissinger’in ölümü vesilesi ile seneler önceki bu yazımın bazı bölümlerini yeniden yayınlıyorum.
Henry Kissinger, hatıralarında Kocatepe’nin batışından bahsetmeden önce Bülent Ecevit’i anlatıyor ve şöyle diyordu:
“…Ecevit’i 1957’den, Harvard’daki uluslararası bir seminerdeki öğrenciliğinden beri tanırdım. Mesleğine yazar olarak başlamıştı ve kendisini siyasetle henüz tam olarak vermemişti. O zamanlarda Paris’in edebî merkezlerinden etkilenen Avrupalı entellektüellere mahsus geleneksel sol görüşlere sahipti. Fikirleri, siyaseti meslek olarak seçmesinden sonra da önemli bir değişikliğe uğramadı. Zira, şiir ilk tutkusuydu ve siper harbini tercih eden alışılmış Türk siyasetçilerinden daha esnek ve hassas davranacağını ümid ediyordum.
…Hiç kimsenin, hattâ Makarios’un bile beklemediği patlama nihayet 15 Temmuz 1974 sabahı geldi.
…Ankara’da yeni başbakan Bülent Ecevit’in sosyalist partisi ile liderliğini İslâmcı Necmettin Erbakan’ın yaptığı aşırı milliyetçi Milli Selâmet Partisi arasında kurulmuş istikrarsız bir hükümet vardı. Ecevit yola bir şair olarak çıkmıştı, Yuannides (Yunan cuntasının lideri) aslında bir polisti, Makarios ise din adamı kılığında bir Makyavelci!
…Yuannides Türkiye’nin Kıbrıs sorunundaki tavrını yanlış anladı. Bütün bunların ötesinde Türkiye adada otonom bir Türk bölgesi talebinden hiç vazgeçmedi ve 1964 ile 1967’deki rezaletleri de asla affetmedi. Watergate skandalı ile meşgul olan Amerika Birleşik Devletleri ise durumun kritik bir noktaya yaklaştığına inanmadı.
…Ecevit’in zihninde Kıbrıs’taki eski statükoyu onarmak vardı. Daha doğrusu, Türkiye’nin on yıldan fazla bir zamandan beri elde etmek için gayret gösterdiği, denize çıkışı olan bir Türk bölgesi hedefini güç veya baskı kullanarak gerçekleştirebilecek fırsatı yakalamıştı. Başkan Nixon, Watergate skandalı yüzünden resmen suçlanmanın eşiğindeydi, Kıbrıs yönetimi hiçbir devlet tarafından tanınmamıştı, Yunan cuntası ise uluslararası bir parya halindeydi. Ecevit, karşı koyulması imkânsız olan bütün bu şartların oluşturduğu bir ortam buldu”.
Kissinger, Kocatepe muhribinin batışından hemen önce, 21 Temmuz 1974’te Bülent Ecevit ile yaptığı çok önemli bir telefon konuşmasının metnini de yayınlamıştı. Askerî makamlar tarafından yanlış bilgilendirildiği açıkça belli olan Ecevit bazı Yunan savaş gemilerine NATO karargâhında Türkçe öğrenmiş personelin yerleştirilip Türk bayrağı çekildiğini ve bu gemilerin batırılacağını söylüyor, biran önce ateşkes ilân edilmesini isteyen Kissinger ise alaycı bir üslûpla “Türkçe konuşulan bir gemiyi batırdığı için Türkiye’yi kimse suçlamaz” cevabını veriyordu.
İşte, Kissinger’ın yayınladığı görüşme metni:
ECEVİT ÇOK FENA YANILTILMIŞ!
* ECEVİT: Bir sorunumuz var. Yunanistan’ın inanılırlığından şüpheliyiz. Yuannides’in şeref sözü, bir oyundan ibaret. Sözlerinin gerisindeki oyunu şimdi anladık. Yunan bayrağı taşıyan her gemiye ateş açabileceğimizi söylüyor ama Yunan gemileri Türk bayrağı çekiyorlar!
* KISSINGER: Eh, kendi gemilerinizi batırırsanız sizi hiç kimse suçlayamaz.
* ECEVİT: Hayır Dr. Kissinger, onlar bizim gemilerimiz değil. Onlar, Yunan gemileri. Türk bayrağı çekmiş Yunan gemileri…
* KISSINGER: Evet bay başbakan, eğer bunlar hakikaten Türk bayrağı çekmiş Yunan gemileri ise batırabilirsiniz.
* ECEVİT: İki çeşit hile yapıyorlar. Biz NATO müttefikiyiz ve Türk pilotlar kodumuzu biliyorlar. Onlar, yani Türk bayrağı çekilmiş Yunan gemileri Türkçe konuşuyorlar; pilotlarımızla Türkçe ve bizim kod kelimelerimizi kullanarak temas kuruyorlar. Yunanistan’ın sözlerine daha fazla itimad edemeyiz.
* KISSINGER: Tam olarak istediğiniz nedir? Sizin zeki bir insan olduğunuzu Harvard günlerinden biliyorum. Size saygı duyuyorum ama bunu kabul edemem. Bu iş böyle giderse altı hafta boyunca devam edebilir.
* ECEVİT: Ateşkes istediklerini söylüyorlar. Ateşkesi adaya asker yığmak için istismar vasıtası yapmak istedikleri ortaya çıktı. Yunanlılar bu metodlara bir son vermeliler.
* KISSINGER: Hangi metodlara son vermeliler?
* ECEVİT: Ateşkese hazır olduklarını söylüyorlar. Halihazırda bize ateşkesi ihlâl etmekte kullanacakları hileleri de göstermiş durumdalar.
* KISSINGER: Bana ateşkesi kabul etmeyeceğinizi mi söylüyorsunuz?
* ECEVİT: Ateşkesi kabul edeceğiz.
* KISSINGER: Bugün mü?
* ECEVİT: Şu anda sorunu görüşmekle meşgulüz”.
Kissinger, görüşmeyi bu şekilde naklettikten sonra “Sonuçta, o gün öğleden sonra, Türk Hava Kuvvetleri, Amerika’nın sözlerini doğrularcasına bir Türk destroyerini batırdı” diyordu.
Ve, yorumu maalesef doğru idi!