Vefatının üzerinden 88 yıl geçmesine rağmen “Mücahitlerin Lideri” lakabıyla anılan İzzeddin el-Kassam, adının verildiği Hamas’ın askeri kanadı Şehit İzzettin el-Kassam Tugayları aracılığıyla hala anılıyor.
İzzeddin el-Kassam, Filistin’deki İngiliz işgaline karşı en önde gelen direniş savaşçılardan biriydi. Filistinli siyasetçi Cemal el-Hüseyni onu şu sözlerle anlatıyor;
“El-Kassam, El-Kassam… Filistin’de kalacak, semalarında yankılanacak, onu kontrol edenlerin yüreklerine süngüleriyle korku salacak, tarihin sayfalarında sonsuza dek okunacak, okuyucunun ruhunu gurur ve hayranlıkla dolduracak.”
Şehadeti 1936’daki Büyük Filistin İsyanı’nın fitilinin ateşlenmesinde büyük rol oynadı ve Filistin direnişinin simgesi haline geldi. Gelin Muhammed İzzeddin bin Abdulkadir el-Kassam’ın yaşamına yakından bakalım.
İZZEDDİN EL KASSAM’IN HAYATI
İzzeddin el-Kassam lakaplı Muhammed İzzeddin bin Abdulkadir el-Kassam, 1883 yılında Suriye’nin Lazkiye kentinin mütevazı kasabası Ceble’de dünyaya gözlerini açtı. Ailesi, dedesi zamanında Irak’tan Ceble’ye gelmişti.
İzzeddin el-Kassam çocukluğunu Ceble’de geçirdi. İlk eğitimini anne ve babasından aldı. Zira babası müderris, annesi de yine ilim tahsil eden bir ailenin kızıydı. Medreselerde kendisine Kur’an-ı Kerim ve matematik dersleri verildi.
Ayrıca Şeyh Abdülkadir el-Geylani’ye bağlı Kadiri tarikatına mensup olan babası Abdülkadir bin Mustafa bin Yusuf bin Muhammed el-Kassam’dan da din eğitimi aldı.
El-Kassam, 14 yaşındayken kardeşi Fahreddin ile birlikte dönemin İslami ilimler merkezi, Kahire’deki El-Ezher’e gitti. Yıllar süren eğitimin ardından icazetini alarak geri döndü. Bu dönemde Şeyh Muhammed Abduh gibi Ezher alimlerinden dersler aldı, dostluklar kurdu.
Mısır’da ilim tahsil ettiği dönem onun sadece İslami ilimlerde değil, her alanda yetişmesine, düşüncelerinin olgunlaşmasına vesile olmuştu. Öyle ki, o dönemde İngilizlere karşı isyan ateşinin fitilini yakan ve büyük bir üne sahip Ahmed Urabi Paşa’nın faaliyetleri herkesin dilindeydi.
Arap dünyasında Urabi Devrimi olarak adlandırılan direniş her ne kadar başarısız olsa da girişilen mücadele önemli bir örnekti artık.
İzzettin el-Kassam, ilerleyen yıllarda Urabi Paşa’dan aldığı dersleri uygulamaya koyma imkanı elde edecekti.
İzzeddin el-Kassam, Ezher’deki eğitimini tamamladıktan sonra 1896 yılında ayrıldığı memleketi Ceble’ye dönmeye karar verdi. Dönüşünden kısa bir süre sonra, derslerin işlenme yöntemlerini öğrenmek için Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul’a gitti.
Ancak burada uzun süre kalmadı ve 1903’te kendisi için başlangıç noktası olacağına karar verdiği Ceble’ye döndü.
Küçük kasabada sabahları çocuklara, akşamları da yetişkinlere ders vermeye başlayan İzzeddin el-Kassam, 1912 yılında hem çocuklara hem de yetişkinlere eğitim vermek üzere bir okul kurdu. Ayrıca İbrahim bin Edhem Camii’nde hadis ve tefsir eğitimi aldı ve ardından Ceble’deki askere alım şubesine atandı. Çoğunlukla işini bitirdikten sonra camilerde eğitim vermeye devam etti.
Daha sonra ise, İzzeddin el-Kassam, şehrin merkezindeki en önemli camilerden biri olan El-Mansuri Camii’ne vaiz olarak atandı. Becerileri ve konuşma tarzı sayesinde her yerden insanı camiye çekiyordu.
Yaptığı konuşmalarla büyük kalabalıkları coşturuyordu:
“Bir kavim kendilerinde olanı değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Gururlu ve cömert olun; izzet Allah’ın, O’nun Resulünün ve Peygamberinindir. Teslimiyeti kabul eden, haksızlığa boyun eğen ve insanlara kulluk yapan kimse için iman yoktur.”
İnsanları yoksullukla, tembellikle mücadele etmeye çağırarak onları çalışmaya, yardımlaşmaya teşvik ediyordu.
SÖMÜRGECİLERE KARŞI MÜCADELE
Libya’da İtalyan sömürgeciliğine, Suriye’de ise Fransız sömürgeciliğine direnmek, 20. yüzyılın başında bölgenin karşılaştığı en önemli zorluklar arasındaydı.
İzzeddin el-Kassam bu savaşlarda önemli bir rol oynadı.
İlk sınavı Trablus cephesindeydi. İtalya’nın 1911’de Libya’yı işgal etmesinden sonra İzzeddin el-Kassam, insanları İtalyan işgaline karşı başlayan direniş saflarına katılmaya çağırmak için sokaklara çıktı.
Libya’da direniş, kılık değiştirerek bölgeye geçen Mustafa Kemal ve Enver Paşa gibi Osmanlı subayları ve bazı yerel aşiretler eliyle yürütülüyordu.
Ceble, Lazkiye gibi şehirlerde, sahillerde ve diğer köylerde Libya’ya destek veren gösterilerin düzenlenmesine öncülük etti.
Bununla da yetinmeyen İzzeddin el-Kassam, gönüllü olarak topladığı yüzlerce gençle Libya direnişine destek vermek istiyordu. Osmanlı yönetimini de kendilerinin Libya’ya ulaşmasını sağlamaya ikna etmeyi başardı.
Ancak uzun süren uğraşlardan sonra yola çıkan İzzettin el-Kassam ve arkadaşları Libya’ya ulaşamadı. Zira Balkan Savaşı patlak vermiş, el-Kassam ve arkadaşları hemen askere yazılmıştı. İtalyan sömürgeciliğine karşı ayaklanan, adam toplayan ve yola çıkan el-Kassam hedefine ulaşamamıştı ama ikinci büyük uğraşı yine sömürgecilere karşı olacaktı.
Fransa’nın 1918’de Suriye’yi işgal etmesinden sonra İzzeddin el-Kassam, Fransız sömürgecilerine karşı silah toplama ve cihad çağrısında bulundu. Vaazlarında ve derslerinde bu farkındalığı artırmak ve insanları direnmeye teşvik etmek için konuşmalar yaptı. Ayrıca silah satın aldı ve mücahitleri eğitti.
HAYFA’DA DİRENİŞİİN ADI: İZZEDDİN EL KASSAM
İzzeddin el-Kassam, Suriye’deki Siyon Dağı İsyanı’nda (1919-1920) başarısız olunca 1921’de bazı arkadaşlarıyla birlikte Filistin’e kaçtı. Zira Fransızlar tarafından gıyaben ölüm cezasına çarptırılmıştı.
İzzeddin el-Kassam, Filistin’in Hayfa kentinde bulunan İstiklal Camii’ne yerleşti ve burada köylerinden kovulan fakir insanlara yardım etti. Onları eğitmek ve yaygın cehaletle mücadele etmek amacıyla eğitimler verdi. Geceleri bile halkı eğitmek için çalıştı.
Bu durum halkın takdirini kazanmasına vesile oldu.
İzzeddin el-Kassam da Hayfa’daki İslam Okulu’na, ardından buradaki Müslüman Gençler Derneği’ne katıldı ve 1926’da derneğin başkanı oldu. Bu dönemde İzzeddin el-Kassam, Filistin’i işgal eden İngilizlere karşı vaazlar veriyor, direnişi tavsiye ediyordu.
Zira İzzeddin el-Kassam, Filistin’e gelişinden bu yana işgalci Yahudi tehdidinin ciddiyetini ve İngiliz Mandası yetkililerinin bu tehdidin güçlenmesinde oynadığı rolü fark etmişti. Konuşmalarında Yahudi yerleşimcilerle “göçmen veya misafir olarak değil, düşman olarak” yüzleşme çağrısında bulundu ve Yahudilere toprak satanları sert bir dille eleştirdi.
Ancak sadece vaaz vermekle yetinmiyordu.
Kapalı kapılar ardında İzzeddin el-Kassam daha önemli ve tehlikeli gizli eylemlere liderlik etmeye hazırlanıyordu. Suriye’de Fransızlara karşı yürüttüğü direniş deneyiminin ışığında planlama, sıkı örgütlenme ve sömürgeci güçlerin erken saldırılarından kaçınmak için gizliliğin gerekliliğinin farkındaydı.
İLK KASSAM BİRLİĞİNİN OLUŞUMU
İlk askeri birlikler, Şeyh İzzeddin el-Kassam tarafından 1921’de Hayfa’ya gelişinden sonra kuruldu.
Şeyh İzzeddin el-Kassam, bu fikri, Yahudilerin ve İngilizlerin Filistin’i bölme planlarını incelediği El-Ezher’e yaptığı ziyaretten döndükten sonra geliştirmeye başladı. İzzeddin el-Kassam, geçmişte aldığı dersler ışığında İngiliz yetkililerin ve Yahudi çetelerin kendilerini tespit etmesini önlemek için tüm faaliyetlerini gizlice yaptı.
Beş kişiyi geçmeyen küçük gruplardan oluşan gizli hücreler oluşturmayı başardı. 1932’de İzzeddin el-Kassam, İstiklal Partisi’nin Hayfa şubesine katıldı ve silah satın almak için bölge sakinlerinden bağış toplamaya başladı.
Kassam grupları, cihad çağrısı, siyasi iletişim, düşmanlara karşı casusluk ve askeri eğitim için uzmanlaşmış birimler olduğundan, güçlü bir organizasyon yapısına sahipti.
1931’de Kassam Birliği, Siyonist yerleşim yerlerine saldırılar ve yerleşimcilere yönelik pusular hazırlamak gibi operasyonlar düzenlemeye başladı. Asıl amaç Yahudi göçünü durdurmak ve İngiliz istihbaratına casusluk yapan ajanları yakalamaktı.
Ancak örgütün bazı sırlarının İngilizlere sızdırılması nedeniyle kısa bir süre sonra grubun faaliyetleri durdu ve bu durum 1935 yılı sonuna kadar devam etti.
Kasım 1935’e gelindiğinde ise İzzettin el-Kassam, askeri hazırlıkları tam olarak tamamlanmamasına rağmen cihat ilan etmek zorunda kaldı. O dönemde Filistin’e Yahudi göçünün artması ve ele geçirdikleri topraklara yayılmaları nedeniyle bunu yapmak zorundaydı.
Öyle ki, 1935’te Filistin’deki Yahudilerin sayısı yaklaşık 62 bin iken 73 bin dönümlük bir alana sahiptiler. Kassam’ın bu çağrısı üzerindeki İngiliz baskısını artırdı. Bunun üzerine kırsal bölgelere kaçmaya karar verdi.
İZZEDDİN EL-KASSAM’A SUİKAST
15 Kasım 1935’te İngiliz kuvvetleri, İzzeddin el-Kassam’ın kırsal El-Bared köyünde saklandığı yeri öğrenmişti.
Ancak el-Kassam ve 15 takipçisi Şeyh Zayed Köyü’ne kaçmayı başardı. 19 Kasım’da İngiliz kuvvetleri onları buldu, etrafları yüzlerce asker tarafından sarıldı ve komşu köylerle aralarındaki iletişim kesildi.
İşgalci güçler ile girilen ve 6 saat süren çatışmada İzzettin el-Kassam 15’ten fazla İngiliz askerini öldürdü.
20 Kasım’daki çatışma sonunda Şeyh İzzeddin el-Kassam ve bazı arkadaşları şehit oldu, geri kalanlar da yaralanarak tutuklandı.
1936’da Büyük Filistin İsyanı’nın patlak vermesinde İzzeddin el-Kassam’ın şehadetinin büyük bir etkisi oldu.
Lazkiye’nin mütevazı kasabası Ceble’de başlayıp Filistin’in Hayfa kentinde son bulan hayatı, Filistin ulusal hareketi için önemli bir dönüm noktasına dönüştü.
Kaynak: TRTHaber