İngiliz ajanı Arabistanlı Lawrence’ın tüfeği İstanbul’da

admin

1. Dünya Savaşı sırasında Ortadoğu’da Birleşik Krallık adına Osmanlı İmparatorluğu’na karşı; başta casusluk olmak üzere çeşitli askeri görevlerde bulunan ve Arap İsyanı’nda önemli rol oynayan İngiliz ajan Arabistanlı Lawrence’a hediye edildiği düşünülen ve Çanakkale Muharebesi’nde kullanıldığı öngörülen Avusturya yapımı Steyr Mannlicher M-95 piyade tüfeği Kağıthane’de bulunan Hisart Canlı Tarih Müzesi’nde sergileniyor.

Müze yetkililerince tüfeğin, Çanakkale Muharebesi sırasında İngiliz-Anzak askerlerince ganimet olarak alınarak daha sonra savaşın sürdüğü Ortadoğu veya Mısır’a götürüldüğü, burada ise bölgede görev yapan Arabistanlı Lawrence’a hediye edildiği belirtiliyor. Şarjör bölümünde altın kakma ile Arap alfabesiyle; ‘Gelibolu’da iğtinam olundu’ ifadesi ve ‘E.T Lawrence’ isminin işlendiği görülen tüfek müzenin 1.Dünya Savaşı koleksiyonunda yer alıyor.

Arabistanlı Lawrence’a ait olan bir diğer simge tüfeğin ise Lawrence tarafından 1.Dünya Savaşı döneminde aktif olarak kullanıldıktan sonra, İngiltere Kralı 5.George’a hediye edildiği ve Birleşik Krallık’ta bulunan Windsor Kalesi’nde sergilendiği biliniyor. İstanbul’daki tüfeğin bir koleksiyonerden alınarak yaklaşık 5 yıl önce Hisart Canlı Tarih Müzesi’nin koleksiyonuna dahil edildiği aktarıldı. Koleksiyoner Nejat Çuhadaroğlu, tüfek ile ilgili bilgi verdi.

Çuhadaroğlu, “Silahın üzerinde altın kakma yazı tekniğiyle, yani çeliğin üzerine oyulup altın teller ile yazı yerleştirerek ki Arap Alfabesi gibi kavisli bir alfabeyi düşündüğünüzde; düzgün ve özenilerek yapılması gereken bir tekniktir. Bu şekilde şarjöründe, mermi haznesinde yazılmış bir yazı var, ‘Çanakkale Cephesi’nde iğtinam olundu’ ve ‘T.E Lawrence’ yazısı. Bu da Arabistanlı Lawrence’ın kendisidir. Ortadoğu’da Arap bölgelerinde yapıldığını düşünüyoruz bu yazının. Daha sonra o bölgedeyken Arabistanlı Lawrence’a ki kendisi savaşın sonuna ve sonrasına kadar bir takım düzeni oturtmak içi uzun bir süre o bölgede kalıyor; hediye edildiğini düşündüğümüz bir silah. Avusturya-Macaristan ve Almanya ile müttefik olduğumuz için o dönem onların ürettiği tüfekleri kullanıyoruz; Mannlicher onlardan biri. Çanakkale Cephesi’nden ganimet olarak ele geçirildiğine dair bir yazı ibaresi bulunuyor. Daha sonra bir şekilde bu silahın üzerine yazının yazılıp Arabistanlı Lawrence isimli casusa hediye edilen bir silah olduğunu gösteriyor, başka türlü bir açıklaması olduğunu düşünmüyoruz” dedi.

LAWRENCE KİMDİR

Thomas Edward Lawrence, 16 Ağustos 1888 tarihinde İngiltere‘nin Kuzey Galler bölgesinde dünyaya geldi. Oxford Üniversitesi mezunu bir arkeologdur. 1916-1918 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu‘na karşı yürütülen Arap isyanında, İngiliz irtibat subayı olarak görev yaptı. Bu dönemde Arabistanlı Lawrence adıyla tanındı.

İngilizlerin Orta Doğu’ya yayılma siyaseti istikametindeki faaliyetlerine katılıp, 1910 yılında Türkiye‘ye geldi. Fırat Nehri kıyısında arkeolojik araştırmalar adı altında, Zeugma‘da kazı yaparak bilgiler topladı.

Mezopotamya, Suriye, Filistin ve Mısır‘ı gezip, İslam adetlerini öğrendi. Daha sonra İngiltere’ye dönerek 1911 yılında Oxford’da doktorasını verdi. Ardından yeniden Orta Doğu’ya döndü. Adalet ve barışın hüküm sürdüğü bu topraklardaki Arapları, Osmanlı Devleti’ne karşı kandırıp kışkırttı. Arapların bir çoğu, Osmanlı ve Avrupalı devletlerin hakimiyetine karşı verdikleri özgürlük mücadelesine katkılarından dolayı(!) onu bir halk kahramanı olarak kabul etmektedirler.

İngilizler Lawrence’ı büyük savaş kahramanlarından biri olarak kabul etmektedirler. Lawrence, yaşadığı bu dönemi, 1926 tarihli ”Bilgeliğin Yedi Sütunu” (Seven Pillars of Wisdom) adlı otobiyografik eserinde anlatmıştır. Kitabında gerçekle hayali karıştırmaktan zevk aldığı aşikardır. Kitabında süslü bir anlatımla dile getirdiği iddiaların bir kısmı sonradan yalanlanmış ve aksi ispat edilmiştir. Türkler hakkında küçük düşürücü bir dil kullanmış, hatta tecavüze uğradığını iddia etmiştir. Daha sonradan bu iddia da yalanlanmış ve çürütülmüştür.

Thomas Edward Lawrence, I. Dünya Savaşı başladığında İngiliz ordusunda yüzbaşı rütbesiyle görev aldı. İlk tayin yeri olan Kahire‘de İngiliz Askeri Haberalma Servisi için çalıştı. Ekim 1916’da, Arap milli faaliyetlerini rapor etmesi için çöle gönderildi. Vazifesi, İttifak Devletleri safında harbe sokulan Osmanlı Devleti hakimiyetindeki Arap ülkelerinde isyan çıkartmaktı.

Yüzyıllardır Osmanlı hakimiyetinde huzur ve barış içinde yaşayan Araplara, kavmiyetçiliğin dini bağlardan daha önemli olduğu propagandasını yaptı.

Arap liderleriyle görüşüp, onları Osmanlı Devleti’ne karşı isyana teşvik etti. Mekke şerifi Hüseyin bin Ali’nin oğlu Emir Faysal komutasındaki düzensiz birliklerle birlikte Osmanlı ordusuna karşı gerilla mücadelesi verdi. Arapları, Medine‘deki Osmanlı muhafız birliklerini şehirden çıkarmamaları konusunda ikna etti. Abdülaziz bin Sü’ud’a, İngiltere’den büyük miktarda para, silah, cephane, teçhizat ve levazım malzemesi sağladı.

Böylece Araplar, Türk kuvvetlerinin Hicaz’a malzeme getiren Hicaz demiryoluna yaptıkları saldırılara ağırlık verebildiler. Osmanlı askerleri de hem şehri hem de demiryolunu savunmak ve tamir etmek zorunda kalarak oyalandılar. Lawrence, Akaba ve Şam’ın işgalinde önemli rol aldı. İsyancı Arapları Yemen, Filistin ve Irak cephelerinde İngilizlerin safında yer aldırttı.

Araplarla geçirdiği süre zarfında, gelenek ve yaşantılarına adapte oldu. Deve ile seyahat edip, sıkı bir dostluk kurduğu Prens Faysal’ın hediye ettiği yerel kıyafetleri giymeye alıştı. Arap alemini Osmanlılardan ayırıp, İngiltere’nin sömürgesi haline getirdi. I. Dünya Savaşı’nın sonlarında İngiliz hükümetini, Arapların bağımsızlığının İngilizlerin yararına olduğuna ikna etti.

Lawrence, 1918’de savaş muhabiri Lowell Thomas’ın belgesel film ve fotoğraflar çekmesine yardımcı oldu. Savaştan sonra bu belge niteliğindeki fotoğraf ve filmlerle dünya turuna çıkan Lowell Thomas, oldukça yüksek kazançlar elde etti. Lowell Thomas’ın Lawrence’ı büyük bir kahraman gibi göstermesi, Lawrence’ın da kendi anılarında bölgede daha önceden yüzlerce İngiliz ajanı tarafından yapılmış birçok şeyi kendine mal etmesi Lawrence’ın hak etmediği bir üne kavuşmasını sağladı.

Lawrence, Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra vazifesini tamamlamış olarak İngiltere’ye döndü. Birkaç kere adını değiştirdi. John Hume Ross adıyla İngiliz Hava Kuvvetlerine girdi. Casus olduğu anlaşılınca buradan uzaklaştırıldı. Thomas Edward Shaw adıyla önce tank birliklerinde, ardından yeniden Hava Kuvvetlerinde görev aldı.

“Bilgeliğin Yedi Sütunu” (Seven Pillars of Wisdom)adlı kitabından başka Çölde İsyan, Darphane adlı kitaplarını ve mektuplarını yayınladı. 26 Şubat 1935 tarihinde İngiliz ordusundan emekli olan Lawrence, 19 Mayıs 1935 günü Dorsetshire’da motosiklet kazası sonucu 46 yaşında öldü.

DHA

Yorum yapın