Bugün kullandığımız ve alıştığımız takvim her zaman aynı değildi. Örneğin, MÖ 5’te insanlar “milat” denilen şeyin ne olduğunu merak etmiyorlardı. Takvimler, çağlar boyunca hem siyasi nedenlerden hem de yıl anlayışımızı daha iyi yansıtmak amacıyla değiştirildi.
1582’de Papa Gregory XIII Gregoryen takvimini kullanıma geçirdi. Daha öncesinde, Roma dünyasının ve Avrupa’nın çoğu, Julius Caesar’ın MÖ 45’te kullanıma başlattığı Jülyen takvimini kullanıyordu.
Jülyen takvimi, takvimler için göreceli olarak mükemmel bir şekilde işe yarıyor olsa da, MS 325’te İznik Konseyi’nin ilkbahar ekinoksundan sonraki ilk dolunayı takip eden ilk Pazar gününe denk gelmesine karar verdiği Paskalya’nın tarihini hesaplamada bir sorunu vardı. Birkaç yüzyıl sonra, konsey tarafından belirlenen ilkbahar ekinoks tarihinin (21 Mart) gerçek ilkbahar ekinoksundan saptığı fark edildi.
Takvimi güneş yılına (Dünya’nın Güneş etrafında dönmesi için gereken süre) bağlamak için Jülyen takviminde her dört yılda bir fazladan bir günün eklendiği bir artık yıl vardı. Ancak, gerçek güneş yılı 365,24219 gün olduğundan dolayı, Jülyen takvimi hızla (veya biz insanların bakış açısına göre inanılmaz derecede yavaş bir şekilde) her 314 yılda bir gün kazanıyordu.
Gregoryen takvimi kullanılmaya başlandığında, ekinoks ve gündönümünün hareketini hesaba katmak için dünyanın basit bir şekilde birkaç gün atlaması gerektiğine karar verildi. Hıristiyan takvimindeki olaylardan kaçınmak için kilise tarafından Ekim ayı seçildi ve 4 Ekim’deki Aziz Francis Assisi Bayramı’ndan sonra, Gregoryen takvimine geçiş gerçekleşerek ve tüm takvimler bir anda 15 Ekim’e sıçradı.
Papa Gregory’nin bu kaymayı telafi etmek için tarihi 13 gün kaydırması gerekiyordu, ancak matematikçiler ve bilim insanlarının hesaplamaları sonrasında yalnızca 10 günlük bir kayma gerçekleştirildi.
Katolik kilisesi takvimi 1582’de kabul etmesine rağmen, takvimi ilk benimseyenlerden biri oldu ve bu da iki takvimi kullananlar arasında büyük farklılıklara yol açtı. Daha sonra Gregoryen sistemini benimseyen İngiltere, ABD ve Kanada 1752’de daha fazla gün atlamak zorunda kaldı, Türkiye ise 1926 ve 1927’de 13 gün kaybetti.
Kaynak: chip.com